Milli Savunma gücünün biri maddî (yani insan ve silah), biri de manevî (ülkü ve ahlâk) olmak üzere iki temele dayandığını herkes bilir. Maddî temel unsurları göze görüldüğü için bunu ölçüp tartmak kolaydır. Şu kadar yüz bin askerimiz,
Çoğu üniversiteli olan bir takım gençlerin aylardan beri şuraya buraya kireçle ve büyük harflerle “NATO’ya hayır” diye yazdıkları görülmektedir. Gençlerin bu yazıları, kabataslak olarak düşüncelerini belirtmekte ise de bu fikrin sebepleri ve teferruatı ancak, o gençleri destekleyen
TRT kanunu meselesi Millet Meclisini işgal eden mühim konulardan biri oldu. Milletçe ne kadar geçimsiz olduğumuz bu konu üzerinde şimdiden başlayan tartışmalarla bir daha ortaya çıktı. Bir taraftan gelen düşünce ne olursa olsun, karşı tarafın buna şiddetle
Mecliste temsilci bulunduran sekiz parti, gerek program ve tüzükleri, gerekse adları ile, savundukları prensipleri öne sürmüş gözüküyorlarsa da “hakikat” henüz bu merkezde olmaktan uzaktır. Çünkü partiler henüz oturmamışlardır. Bir parti, ana çizgilerde memleket ve hatta cihan görüşü
Benim, sıfırlarla uğraşacak zamanım yoktu. Fakat o “Sıfır”, “Dâvam” adıyla çıkardığı kitabın bir kısmında bana taarruz ve hattâ hakaret etmeğe yeltendiği için, zamanımı israfa mecbur oldum. Yazması kalemime ağır gelen “Hasan Ali”yi kullanmaktansa, sevimli ve hoş “Sıfır”ı
Milletlerin hayatı, yani tarih, hem dış, hem de iç çekişmelerin hikâyesinden ibarettir. Bugünkü iç çekişmeyi demokratik ülkelerde partiler, komünist ülkelerde küçük zümreler temsil eder. Partiler arasındaki mücadele bir oyundur. Tadında bırakmak, fayda sağlamasına bakmak gerekir. Çocukların oyunu
“Sağ” ve “sol” deyimlerinin iktisadî mânâsından başka bir de ideolojik anlamı olduğu malûmdur. Günümüzde iktisadî doktrinler 15. Asırdaki tarikatlar gibi birbirine karıştığı halde fikriyat bakımından sağ ve sol hâlâ kesin çizgilerle birbirinden ayrılmış durumdadır. Çünkü iktisadî şekiller
Türk fikir bayatına “İnkar Fırtınası” adlı eseriyle giren Aclan Sayılgan, memleketimizdeki solculuk ve komünizm üzerinde esaslı eserler verdikten sonra nihayet “Sol’un 94 yılı” adındaki büyük kitabını yayımladı, “inkâr Fırtınasında belirttiği gibi, kendisi bir zamanlar komünistlerin arasına girip
Bir milletin dertlerini açık yürek ve iyi niyetle konuşmak varken, eksiklerle yanlışları yurtseverlik duygulan içinde tenkit etmek dururken her konuyu, her çareyi yalnız kendisi bilirmiş gibi tavır takınıp da kendisi gibi düşünmeyenlere hınçla, kinle saldıran, iftira atan