Hüseyin Nihal Atsız
  • Hakkında
  • Dergileri
  • Kitapları
  • Makaleleri
  • Mektupları
  • Öyküleri
  • Savunması
  • Şiirleri
  • Tezler
  • Ziyaretçi Defteri

Bir millet yükselme iradesini taşımazsa, kendine güveni olmazsa, başkalarını taklitten başka bir şey yapamazsa, geçmişiyle övünmezse, başkalarından üstün olmak istemezse, ülkü için ölümü göze alamazsa, savaştan korkarsa, o millet içinden çürümüş demektir.

— TÜRKÇÜLÜK
2 Şubat 1974
Makale, Ötüken

Sol Milliyetçi Olamaz

  • Facebook
  • Twitter
  • WhatsApp
  • Bağlanıyı kopyala
  • Yazdır

“Sağ” ve “sol” deyimlerinin iktisadî mânâsından başka bir de ideolojik anlamı olduğu malûmdur. Günümüzde iktisadî doktrinler 15. Asırdaki tarikatlar gibi birbirine karıştığı halde fikriyat bakımından sağ ve sol hâlâ kesin çizgilerle birbirinden ayrılmış durumdadır.

Çünkü iktisadî şekiller ve şartlar zamanla değişmekte, fakat “ülkü” sabit kalmaktadır. Sosyal demokrat, Hıristiyan sosyalist, cumhuriyetçi sosyalist, nasyonal sosyalist deyimleri bu tedâhüllerin örneğidir.

Fikriyat (ideoloji) bakımından sağ ile solu birbirinden ayıran en kesin fark, sağın milliyetçi olmasına karşılık solun beynelmilelci karakterde bulunmasıdır.

Milliyetçilik, tarihin binlerce yılda doğurduğu sosyal bir neticedir. Binlerce yıllık hayatın kaynaştırdığı, her bakımdan birleştirdiği insan topluluklarının bu netice içinde yaşaması, onun nimetlerini gördüğü için milliyeti muhafaza uğrunda her fedakârlığa hazır bulunması da gayet normaldir. Milliyet duygusu bu kadar kuvvetli olmasaydı tarihin korkunç bozgunlarını gören milletlerin hemen dağılması gerekirdi. Böyle olmadığını, bozgunlardan sonra o toplumların daha kuvvetli olmak için nasıl çalıştığını 20. Yüzyıl tarihi göstermiştir. Bu konuda Polonya ve Almanya’yı örnek vermek kâfidir.

Sol ise, iktisadî görüş olarak bazı noktalarda haklı bile bulunsa, tabiattaki galât-ı hilkatler gibi toplum hayatının bir yanlış yaratılmasından, marazî düşüncesinden başka bir şey değildir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi sola milliyetçilik demek milliyetçilik ile halkçılığı karıştırmaktan doğar. Halkçılık, bugün yaşamakta olan yoksul tabakanın bolluğa kavuşmasını düşünmektir. Milliyetçilik, dünü de içine alarak hem bugünü, hem yarını kapsayan bir büyüklük duygusudur.

Solun “milliyetçilik” dediği “halkçılık” siyasî sınırların dışındaki soydaşlara karşı kör ve sağırdır. Milliyetçilik ise, hangi devletin idaresinde olursa olsun bütün soydaşları düşünen, onları kurtarmak için her fedakârlığı göze alan, hayatın ve insanlığın mânâsını bu fedakârlıkta bulan ülküdür.

Solculuk için hayat “ekonomik yaşantı”dan başka bir şey değildir. Mazinin mirası, geleceğin büyüklüğü onun umurunda değildir. O, çok kazanmak, rahat edip eğlenmekten başka bir şey düşünmez. Bunları ileri sürerken her toplumda bulunan vurguncuları öne sürerek bunları sağa mal etmeye çalışır.

Milliyetçi olduğunu ileri süren “sol”, vaktiyle Fransa ve İspanya’da görüldüğü gibi komünistlerle iş birliği yaparak “millî cephe” adı altında kendi toplumlarını kardeş kavgasına, kargaşalığa ve felâkete sürüklemekten çekinmeyen bir düşünce olduğuna göre, bunlara milliyetçi demek temelsiz ve gülünç bir iddiadan başka bir şey değildir…

  • Facebook
  • Twitter
  • WhatsApp
  • Bağlanıyı kopyala
  • Yazdır
Hüseyin Nihal Atsız
Önceki İçerikGurbetteki MazlumlarSonraki içerik Kim Millî Kahramândır?

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Okunanlar

2020 © Atsız'ın aziz hatırasını yaşatmak maksadıyla yayındadır.
Gizlilik Sözleşmesi - Kullanıcı Şartları
İletişim

Arama

Ara

Diğer Sonuçlar...

Generic filters

Son yapılan aramalar

ahmet muhip beye cevap, muhip, israil, yahudi, Kazım Karabekir, orkun 1, Adile Ayda, Akçura, Türk kız, kız

En çok arananlar

Atatürk, Kürt, İslam, Geri gelen mektup, Enver Paşa, 3 mayıs, davetiye, Rıza nur , Kemalizm, Abdülhamid