“Laiklik ve İslâmiyet” adında 14 sayfalık bir broşürün yazarı Turancılığın şuursuzluk ve hainlik olduğunu ileri sürerek kendisinden asla umulmayan, doldurduğu makama hiçbir suretle yakışmayan bir davranışta bulundu. Üstünde fiyat yazılı olmadığı için piyasaya çıkarılmadığı, yalnız elden dağıtıldığı
Türk milletinin ülküsü olan Turancılığı, herkesin dilediği şekilde anlattığı, bunu bir türlü romantizm diye gösterdiği göze çarpmaktadır. Millî ülkülerde onun şiir yönü olan bir romantizm bulunmakla beraber ülkü; aslında gerçeklere dayanan açık ve kesin amaçları olan bir
Merhum Ziya Gökalp, Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylerken, milli bir övünme duygusuna kapılmış değildi. Çok tarih okumuş, milli maziyi öğrenmiş ve düşmanlarımızın bizim hakkımızda söylediklerini belledikten sonra bu hükmü vermişti. Burada ahlakın hangi sebepler ve tesir edici
Ordusunu kaybeden bir millet tehlikededir. İstiklalini kaybeden millet korkunç bir felakete düşmüştür. Dilini kaybeden milletse yok olmuş demektir. İstiklâlini kaybeden milletlerin dillerini kıskançlıkla saklamak sayesinde bir zaman sonra yine dirilebildiğini tarih bize söylüyor. Halbuki dilini kaybeden bir
Fatih çağından sonra “Medrese”nin Türk fikir ve siyaset hayatına hakim olması ile başlayan taassubu, türlü iç kavgalara ve kan dökülmesine sebep olarak günümüze kadar gelmiştir. Din bilginleri arasında Ebussuud gibi müsamahalı ve akıllıları bulunduğu gibi, her türlü
Türkiye Cumhuriyeti, aşağı yukarı 3000 yıllık bir milletin 22 yüzyıldan beri aralıksız var olan devletinin bugünkü adıdır. Karanlık olan en eski çağları bırakırsak, tarihimiz, Makedonyalı İskender’in milâttan önce 4. Yüzyılda, Türkelleri’nin batısı demek olan Maveraünnehir’e saldırışı ve
Sözlerle davranışlar arasındaki uygunluk, ahlâkın esas kaidelerinden biridir. Dindarlık dâvasındaki adam Tanrıya inanmıyor, sosyal adalet düşüncesini güden birisi halkı sömürüyor, demokrasi diye haykıranlar diktatörlük kışkırtıcılığı ediyorsa, bu adamlar ahlâklı değildir. Milliyetçilik konusunda da böyledir. Hem milliyetçi olacak
“Türkçülüğe Karşı Yobazlık” adlı yazım (Ötüken, 1970 Martı), cevap değil, birbirini tutmaz avâmi tekerlemeler ve örtülmek istenen küfürlerle karşılık gördü. Konya’daki “Oku” dergisi yazarı Hasan Bağcı, Ziya Gökalp’ın Türkçülüğü İslamiyete karşı çıkardığını, Türkçülüğün büyük Yahudi himayesi gördüğünü,