Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki
Şahsî menfaate ehemmiyet vermeyen, toplumun iyiliğini isteyen her düşünce insanîdir. Bu insanî düşünce, toplumun maddî kazançlarıyla yetinmeyip manevî kazanç dâvası da güderse o zaman “ülkü” olur. Ülküler, birer büyüklük davasıdır. Bundan dolayıdır ki, büyümek isteyen, büyüklük ardından
Anlamayız hayatı felsefeyle, ilimle; Hayat çelik ellerle atılan zar olmalı. Rahat yatakta ölmek acep olmaz mı çile? Kanlı sınır boyları bize mezar olmalı. Aşık nasıl bulursa iç açan bir serin su Sevdiği bir güzelin som yalaz dudağında,
Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu
Bu memleket “A”dan “Z”ye kadar bozuktur. Bu korkunç hakikati diktatörlük rejiminin başbakanlarından Refik Saydam söylemişti. İtiraftan sonraki yıllarca süregelen keyfî, keyfî olduğu kadar zekâdan mahrum, zekâdan mahrumiyet nispetiyle hâince idare, Türkiye’yi inkıraz uçurumunun kıyısına kadar getirdi. Artık
Mayıs ayının Türk tarihinde büyük bir yeri vardır: Türkiye’nin kurulmasını sağlayan tarihî ve destanî hareketler bu ayda yapılmış, bu destanların can alıcı noktası olan Dendânekan Meydan Savaşı 23 Mayısta olmuştur. Okul kitaplarında devletimizin ne zaman kurulduğuna dair
3 Mayıs Türkçülüğün tarihinde bir dönüm noktası oldu. O zamana kadar yalnız duygu ve düşünce olan, edebi ve ilmi sınırları pek de aşmayan Türkçülük, 1944 yılının 3 Mayısında birdenbire hareket oluverdi. Ali Suaviler, Süleyman Paşalar, Mehmet Eminler,
Komünizm, artık bütün dünya ve bilhassa bizim için iktisâdi bir fikir veya toplumsal bir düzen olmaktan çıkmıştır. Komünizm bugün, yalnız Moskofçuluk demektir. (O tarihlerde (1950) henüz Maoculuk vs. yoktu) Fransız ve İtalyan komünist partileri şeflerinden Pilipin komünist
Merhum Ziya Gökalp, Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylerken, milli bir övünme duygusuna kapılmış değildi. Çok tarih okumuş, milli maziyi öğrenmiş ve düşmanlarımızın bizim hakkımızda söylediklerini belledikten sonra bu hükmü vermişti. Burada ahlakın hangi sebepler ve tesir edici