Bir milletin dertlerini açık yürek ve iyi niyetle konuşmak varken, eksiklerle yanlışları yurtseverlik duygulan içinde tenkit etmek dururken her konuyu, her çareyi yalnız kendisi bilirmiş gibi tavır takınıp da kendisi gibi düşünmeyenlere hınçla, kinle saldıran, iftira atan
“Tarih Şuuru”, milletlerin hafızasıdır. Hafıza nasıl, fert olarak insanların en küçükleriyle ihtiyarlarında bulunmazsa, milletlerin de henüz çocuk sayılabilecek kadar genç yani “kurulmamış” olanlarıyla ihtiyarlarında yani inkıraza mahkûm olacak kadar çürüyenlerinde bulunmaz. Millet haline gelmemiş olan insan topluluğu
Turancılık, Türkiye’de 60 yıldan beri tartışılan bir konudur. Zaman zaman, Türklerle akraba milletleri de içine alan bir sistem hâlinde düşünülmekle beraber bugün “Turancılık” deyince Türkiye’de anlaşılan şey, tarihî mirasları da dâhil olduğu halde bütün Türkleri tek devlet
Ulus gazetesinin 18 Haziran 1966 tarihli sayısında “Irkçı ve Turancı Dergiler Okullara niçin Gönderiliyor? Bakana Tekrar Soruyor ve Cevap İstiyoruz” başlığı altında gayet cahilâne bir yazı yayınlandı. Bu imzasız yazıya göre Irkçı-Turancı diğer dergilerle birlikte biz de
Şimdi herkes aklı evvel oldu, Beş on tekerlemenin tekrarlanmasıyla dünyayı bir çırpıda düzeltiveriyorlar. Millet hainliğine kadar varan her şeyi söyleyip de yine “özgürlük yok” diye bağıran siyaset palyaçolarına, çocuk aldatır gibi yalanlar söyleyerek olmayacak vaatlerde bulunanlara baktıkça