Bir zamanlar Türkçülüğe saldırmak, onu kötülemek isteyenler “faşist” veya “gardist” diyorlardı. 1944’ten sonra “ırkçı”, “Turancı” demek moda oldu. Türkçülüğün faşistlik ve gardistlikle ilgisi olmadığı âşikârdır. Kaldı ki aslında ne faşist veya gardist, ne de ırkçı veya Turancı
Başbakan Nihat Erim, yurttaki anarşinin gövdesinin ezildiğini fakat başının belli olmadığını birkaç kere söyledi. Bu diplomatça sözlerle neyi kastettiği, tabiî, kesinlikle belli olmadı. Yani “başı” diyerek bir iç kuvveti mi, yoksa yabancı bir devleti mi anlatmak istiyordu,
Bu kitap, Süleymaniye Kütüphanesi Yayınları olarak “İstanbul Kütüphanelerine Göre Birgili Mehmet Efendi (929-981=1523-1573) Bibliyografyası” (İstanbul 1966), “İstanbul Kütüphanelerine Göre Ebussuud Bibliyografyası” (İstanbul 1967) ve “Âlî Bibliyografyası” (İstanbul 1968) isimleriyle M.E. Basımevinde basılarak yayınlanmış olan Atsız Bey’in üç
Bunlar ücretli askerler değil, Türk subaylarıdır. Yüksek Askerî Şûra’nın ordudaki teğmen ve yüzbaşı azlığına çare bulmak üzere yedek subaylardan 5-25 yıllık süre ile sözleşmeli subay alması hakkındaki kararının bir gazetedeki veriliş şeklidir. İnsan kiralanmaz. Eşya ve hayvan
Bayram, Türkçe kökten gelme bir kelimedir. Toplu bir halde sevinme ve eğlenme anlamına gelir. Buna göre milli bayramların da bütün milletçe kutlanan gün olması gerekmektedir. Nedendir bilinmez, bizdeki bayramlarda ortaklaşa sevinç yoktur. Bayramlar, aklı başında olanlara gizli
Bundan 148 yıl önce, 20 Ekim 1827’de Türk donanması, Navarin limanında demir atmış dururken, müttefik İngiliz-Fransız-Rus donanmalarının baskınına uğrayarak battı. 57 gemiyle birlikte 8.000 asker de şehit oldu. Bu baskının sebebi, Hıristiyan milletlerinin Yunan hayranlığıdır. Yunanlılar, bilhassa
Bu kitap, her üçü de Atsız Hoca tarafından hazırlanıp da Tercüman 1001 Temel Eser serisinde (İstanbul, tarihsiz) yayınlanmış olan Oruç Beğ Tarihi ile Türkiye Yayınevi tarafından Osmanlı Tarihleri-I (İstanbul 1949?) adlı kitap içinde yayınlanan Ahmedî’nin manzum tarihi
Büyük Türkçülerden merhum Dr. Rıza Nur‘un Türkçülüğe en büyük hizmeti, büyük Tarihini yazmış olmasıdır. Siyasî hayatın haksız darbelerine uğrayıp gurbetlere düştükçe, boş durmayan, duramayan, milletine mutlaka bir hizmet yapmak isteyen Rıza Nur, Türklüğe faydalı saydığı bir yığın
Biraz küfür, bir miktar mugaleta, bir hayli yalanla ve jurnalcilik ruhu ile yazılan cevabınızı okudum. Zaten sizden daha başka türlü bir şey ve daha merdane bir hareket ummadığım içim hiç şaşmadım. Bir edebiyat hocası diliyle değil, bir