Bir zamanlar Türkçülüğe saldırmak, onu kötülemek isteyenler “faşist” veya “gardist” diyorlardı. 1944’ten sonra “ırkçı”, “Turancı” demek moda oldu. Türkçülüğün faşistlik ve gardistlikle ilgisi olmadığı âşikârdır. Kaldı ki aslında ne faşist veya gardist, ne de ırkçı veya Turancı

Devamını oku

Milletlerin temeli ahlâktır. Ordu, bilgi, teşkilat gibi şeyler ahlâktan sonra gelir. Gerek Türk milleti olsun, gerek başka milletler olsun, ahlâkça yüksek oldukları zaman büyümüşler, ahlâk sağlamlıkları bozulduğu zaman da çürüyüp dağılmışlardır. Roma, İran, Bizans, İspanya’daki Gotlar, Araplar

Devamını oku

Bazı faydalı ve çabuk tesirli ilâçlar vardır. Yerinde kullanıldığı zaman şifa sağlar. Fakat aklına esen, bilir bilmez kullanmaya başlayınca zararlı olur. Grev bu çeşit ilâçlara benziyor. Hiç kimsenin vicdanı bir adam veya şirket zengin olsun diye birçok

Devamını oku

İnsanlığın tarihi bir yandan hak, hukuk, adalet iddiaları ile, öte yandan da en korkunç haksızlıklar ve fenalıklarla doludur. Bir bakıma insan, canlıların en canavarı, canavarlıkta en orijinalidir. İnsanın nasıl bir yaratık olduğunu anlamak için bilgin olmaya, uzun

Devamını oku

Bugün Türkiye’de bir Hasan Âli meselesi, daha doğrusu millete hesap vermeğe mecbur bir Hasan Ali vardır. Maarif Vekâletindeki sekiz yıllık icraatıyla umumun nefretini üzerine çeken bu adam gazete tenkitleriyle, mizahî hücumlarla ve kuşa çevrilmekle yaptıklarının hesabını vermiş

Devamını oku

1961 Anayasası Türk milletine iyi bir düzen getiremedi. Suç anayasada değil, onu uygulamasını bilmeyen hükümettedir demek doğru değil. Polis üniversiteye giremez diye tepinen hain profesörler anayasaya dayanıyordu. Ordunun desteği ve iradesiyle, olağanüstü yetkilerle iktidara gelen Nihat Erim

Devamını oku

Hürriyet ve demokrasi, eski rejimlerin baskısından ve çok defa bu baskıların keyfî oluşundan doğdu. Baskı idareleri insan haysiyetine aykırı olduğu için insanlar, özellikle aydın kimseler bu rejimlere karşı geldi; bunun sonunda hürriyet ve demokrasi rejimleri doğdu. Sosyal

Devamını oku

Majeste, Ciddî bir arıza dolayısıyla 21 Haziran 1965 günü görevime gidememiş ve mensup bulunduğum daireye bildirerek doktor istemiştim. Mensup bulunduğum dairenin resmi kâğıdı 22 Haziran’da, bana gelmesi gereken doktorun eline geçtiği halde bu doktor 25 Haziran günü

Devamını oku

Başbakan Nihat Erim, yurttaki anarşinin gövdesinin ezildiğini fakat başının belli olmadığını birkaç kere söyledi. Bu diplomatça sözlerle neyi kastettiği, tabiî, kesinlikle belli olmadı. Yani “başı” diyerek bir iç kuvveti mi, yoksa yabancı bir devleti mi anlatmak istiyordu,

Devamını oku

36/50