Türk Dili

Ordusunu kaybeden bir millet tehlikededir. İstiklalini kaybeden millet korkunç bir felakete düşmüştür. Dilini kaybeden milletse yok olmuş demektir.

İstiklâlini kaybeden milletlerin dillerini kıskançlıkla saklamak sayesinde bir zaman sonra yine dirilebildiğini tarih bize söylüyor. Halbuki dilini kaybeden bir milletin yine dirildiğine dair bir misal göstermiyor.

Kudretli Asuri devleti ve milleti mahvoldu. Dilini de kaybettiği için yalnız tarih kitaplarında okunan bir varlık olarak kaldı. Asurilerin onda biri kadar kudretli ve ehemmiyetli olmayan birçok milletler (Lehler, Çekler, Romenler, Sırplar, Bulgarlar, Finler, vesaire) ise dillerini saklamak sayesinde asırlardan sonra yine dirilebildiler.

Türk dili en eski çağlarda çobandan kağana kadar aynı biçimde konuşulan ve anlaşılan güçlü ve temiz bir dildi. İçinde yabancı söz ve kaide yoktu. Halbuki sekizinci asrın sonlarına doğru, Çin payitahtını zapt eden bir Türk kağanı, milletini kumanda ile Manihaizm dinine soktuktan sonra dil eski safiyetini kaybetmeye başladı. Yeni dine ve yeni dinle gelen yeni medeniyete ait birçok sözler dile girdi. Fakat o zaman dilin bu bozuluşu mevzi kaldı.

Asıl büyük bozuluş bundan iki asır sonra oldu: Yeni bir Türk hakanı yine kumanda ile milletini İslamiyet’e sokarak Türklere yine medeniyet değiştirtince yeni din ve yeni medeniyetin sözleri Türk dilini bürüdü. Dilimize önce “Allah” girerek “Tanrı”yı kovdu. Arkasından “Muhammed” geldi. Sonra din dilinden olduğu için müsamaha ile karşılanan klişe halinde cümleler ve terkipler dilimize doldu.

Bugün de yeni bir medeniyete giriyoruz. Fakat bu sefer geçmişteki acı derslerden uslanmış görünüyoruz. Bu sefer de batı medeniyetinin mümessili olan dillerin dilimizi bozmasına müsaade etmeyeceğiz.

Türk dili bütün dillerden daha zengin ve daha temiz olacaktır. Dilimize konacak bütün yeni sözler Türk kökünden gelecektir. Beynelmilel ıstılah yok… Biz komünistliği, kozmopolitliği, masonluğu, vatansızlığı hatırlatan beynelmilel sözünden tiksiniyoruz. Dünyada yabancı dilden söz almamış hiç bir dil yoktur demek kuvvetli bir itiraz değildir. Böyle hiç bir dil olmadığı halde Türkçenin böyle olması fena mıdır?

Bu iş başarılamaz diyen bedbinler var… Ne çıkar? Biz yüzde yüz yapmak için çalışırız. Yüzde yetmiş muvaffak olursak kayıp mı ederiz?

Dili bütün dillerden saf bir Türk milleti hayatın bir sahasında bütün milletlerden güçlü demektir. Hayatın bütün sahalarında bütün milletlerden üstün olmaya azmeden bir millet için “en değerli mal” olan dilini bütün dillere üstün kılmak kaygısı çok görülemez.

Yarınki En Büyük Türkiye’nin ordusu bütün ordulardan güçlü, tekniği bütün milletlerden yüksek, edebiyatı her memleketten üstün, dili de her dilden zengin ve temiz olacaktır.

Dil işlerimiz geç kalmıştır. Onu hızlandırmalıyız.

Türk genci! Bu işte senin vazifen yazı ve konuşma dilinde yapabildiğin kadar az yabancı söz kullanmak, sana gösterilecek yeni Türkçe sözleri ezberleyerek benimsemek ve bu işin büyük ülküden bir parça olduğunu daima hatırlamaktır.

Share
Published by
Hüseyin Nihal Atsız