“Başım allam giderem ne dost duysun ne düşman…”
Bu bir Kerkük atasözüdür. Topluma, herkese, herşeye küsmüş bir insanın ızdırabını dile getirir. Aramızdan ayrılmadan bir gün önce bir yakınına; ecel vaktinin geldiğini, ölümünden hiç kimsenin haberdar edilmemesini, gazetelere ilan verilmemesini ve hiçbir şekilde tören yapılmamasını vasiyet etmişti. Bu vasiyetle acaba herkese, herşeye küskün olduğunu mu anlatmak istiyordu?
Yirmi yılı aşan bir tanışıklığımız vardı. Fikri bağlılığımız ise yirmi yılın çok ötesinde, 1939 yılında bir hukuk talebesi olduğum zamana kadar uzar gider. Hiç ara vermeden bu yirmi yıl içerisinde bir çok meseleleri karşılıklı olarak konuşmuş, tartışmış ve hele 1967 tarihinden vefatına kadar çektiği çileleri de avukatı olarak yakından müşahade etmiş bir kimseyim. Cesaretle söylüyor ve iddia ediyorum ki, hocamız herkese küskün değildi. Bu sözleri sadece; gösteriş sevmeyen mizacını ve biraz da kendini inkisara uğratan ‘sözüm ona milliyetçileri’, başka bir deyişle aramızdaki münafıkları kastetmesinin bir ifadesidir.
Onun için en yüce ideal, Kızılelma’ya doğru ilerlemek olan Türkçülük Savaşı idi. Bu sebepledir ki, Türk aşkının ötesinde hiçbir emeli yoktu. Dostlarına ve yakınlarına nisbetle düşmanları daha çoktu. Komünisti, masonu, renksizi; velhasıl Türk’e düşman herkes onun düşmanı idi. Ancak o, bu kimselerle mücadele etmekten ne yıldı, ne de usandı. Hayatı boyunca yatağına sığmayan bir nehir gibi coştu. Yaşının ilerlemiş olduğu devirler de bile, 20 yaşındaki bir delikanlı gibi milli duygularla ruhen genç ve dinçti. Türklük aşkı yüzünden çektiği bunca eza ve cefa, içindeki alevi bir türlü söndürememişti. Aramızdan ayrıldığı günden beri bizler, kolu kanadı kırılmış bir durumda sahipsiz, öndersiz kimseler gibiyiz.
Yarı gam,
Sarartıptı yarı gam,
Bir güne biz düşmüşüz;
Yarı derttir yarı gam.
Fakat her şeye rağmen, gösterdiği yolda yürüyeceğiz. Buna söz veriyoruz. Elimizde, avucumuzda yok ama, kuvvetli bir kalbimiz var. Türk Irkının yücelmesi için başlattığı savaşa devam edeceğiz. Büyük Türkçü kardeşi ve ülküdaşı Sançar’ın sözünü tekrarlıyoruz:
“Türk Irkı Sağ Olsun!..”