İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğu zaman bunu müspet karşılayanlardan biri de bendim. O sıralarda yabancı basından bizim gazetelere aktarılan bazı haberlerde Türk Devlet Başkanlığı adayları arasında Şükrü Kaya gibi isimlerin de bulunması cidden ürkütücü ve düşündürücü idi. 1938’de
Şimdi herkes aklı evvel oldu, Beş on tekerlemenin tekrarlanmasıyla dünyayı bir çırpıda düzeltiveriyorlar. Millet hainliğine kadar varan her şeyi söyleyip de yine “özgürlük yok” diye bağıran siyaset palyaçolarına, çocuk aldatır gibi yalanlar söyleyerek olmayacak vaatlerde bulunanlara baktıkça
Babanın beyni Çanakkale’de dağılmış, ağabeyin göğsü Sakarya’da delinmiştir. Geride hasta bir ana, genç bir kız kardeş var… Hastalıklı ana, sefil Ömrünü sürükleyerek mektepteki kızın çıkmasını beliyor… Kız çıkacak, hayatını kazanacak ve kendisine bakacak… Kız mektepten çıkmak için
Türkiye dışında 60 milyon Türk, kurtarılmamış olarak yaşıyor. Osmanlı Türkleri’nin bölümleri olarak yanı başımızda duran Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan, Batı Trakya, Rodos, Suriye ve Kerkük Türkleri’nin dışında asıl büyük Türk kesimi İran, Efgan, Sovyetler ve Çin hâkimiyetinde tutsaktırlar.
Üç yıldan beri çıkmakta olan “Türk Kültürü” dergisinin Türk kültürüne, Türk milletine, bir kelime Türklüğe yaptığı büyük hizmetler ne kadar büyükse derginin gördüğü büyük rağbet de yarına güvenle bakmak için o derece kuvvetli bir sebeptir. Bu derginin
Dünya gitgide daha çok modaların tesirinde kalıyor. Moda artık yalnız iradesiz kadınları değil, fikir ve sanat alanını da dalgalandıran bir faktör oluyor. Bakıyorsunuz günün birinde bir kitap yahut bir yazar moda olmuş, herkes ondan bahsediyor; başka bir
İngiltere hükümeti, Çanakkale harplerine ait hazırladığı resmî tarihi Gaziye “Yüksek bir kumandan, asil bir düşman ve âlicenap bir dost şerefine” hitabı ile hediye ettikten sonra Fransız gazetelerinde bir palikarya yaygarasıdır koptu. Gerek bunu, gerek Türk-İtalya dostluğunu, gerek
Savaş için, mutlak olarak, iyidir yahut kötüdür diye bir hüküm yürütülemez. Milletin kuvveti iyi hesaplanmadan, millet savaşa hazırlanmadan girişilen, mağlubiyetle biten savaşlar kötüdür. Fakat yabancıların elinde tutsak yaşayan urukdaşları kurtarmak, milleti daha zengin ve güçlü bir hale
Kahramanlar tarihin her çağında saygı görmüş; her zaman her yerde kahramanlar yetişmiştir. Kahramanlık insan erdemlerinin en yücesidir. Milletlerin de kahramanları sayısınca itibar kazandığı ve dayanıklı olduğu bilinen gerçeklerdendir. Fakat sadece “kahraman” olmakla “milli kahraman” olmak arasında fark