Muhterem Adile Ayda Hanım,
Mektubunuzu ve kitabınızı(1) aldım. Teşekkür ederim. Bu konuda hiçbir fikrim olmadığı için, fikir beyan edemeyeceğim. Yalnız, delillerinizin kuvvetli olduğuna beni ikna ettiğinizi söyleyim. Kitabın sonundaki mukayeseli resimleri iyi seçmişsiniz. Bu arada, tarih kitaplarında birkaç defa görmüş olduğum, fakat hangi kitaplar olduğunu hatırlayamadığım bir Etrüsk lahdi aklıma geldi. Lahdin üstündeki heykeller, ki tabii ölülere aitti, tip bakımından, bizim Orta Asya Türkleri tipinin aynı idi. Romülüs’ün bir dişi kurt tarafından beslenmesiyle Gök Türklerin dişi kurt tarafından emzirilip büyütülen bir Hun erkeğinden türemiş oldukları hakkındaki mitolojik veya destani rivayet de birbirini tutuyor. Gök Türklerin Batıdaki bir deniz civarından çıkmış oldukları hakkındaki Çin rivayeti (ki, bu Hazar denizi olabilir) akla gelince, acaba Gök Türklerle Etrüskler bir kavmin ikiye bölünmesi ve birinin doğuya, birinin batıya gitmesiyle mi teşekkül etti suali zihnimi kurcalıyor. Ben Etrüsklerin yazısının okunduğunu da sizden öğrendim. Son zamanlarda bir dergide, Etrüsk yazısını okuyan ve keşifler yapan bir yerli bilginden bahsolundu. Hatta, okunmuş bir hayli kelime de neşrolundu. Fakat bunlar arasındaki kral ve cumhurbaşkanı anlamına gelen iki ayrı kelimeyi görünce, ciddi tarafı olmadığına kanaat getirip, ilgilenmedim.
Sizin ciddi ve metodik mesainiz, günün birinde, Etrüsklerin Türklüğünü, çürütülmez delillerle ortaya koyarsa, ilim dünyasında velvele uyandıracağı gibi, Türklüğe de pek büyük hizmet olacaktır. Eserinizin Fransızcasında, bir Batılı bilginin size: “Teziniz ilgi çekici amma büyük itirazlara uğrayacak” dediğini yazmışsınız. Batılılara Türk kültürünün eskiliğini kabul ettirmek çok güç. Thomsen tarafından çözülünceye kadar, Orkun yazıtlarını bile şuna buna, hatta Ruslara mal etmişlerdi. Sizin de Thomsen gibi kuvvetli delillerle bir neticeye gitmenizi temenni ederim.
Kitabınızın Türk kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından yayınlanması dolayısı ile bir sorum var: Yeni Hükümet bu mühim ve milli enstitünün tahsisatını kestiği için, artık kapandığı işitmiştim. Netekim, aylık Türk Kültürü dergisi de hayli zamandır çıkmıyor. Eseriniz bu Enstitü tarafından 1974’de basıldığına göre, acaba faaliyeti devam ediyor mu? Yalnızca aylık dergi mi kapandı? Yoksa, eseriniz, tahsisat kesilmesinden önce basıma verildiği için mi 1974’de çıktı? Beni bu konuda aydınlatmanızı rica ederim.
Az veya çok milliyetçi olan bütün elemanlar mühim veya mühimce yerlerden alınıp, yerlerine solcular getiriliyor ve Kıbrıs harekatı gibi gürültülü bir mesele arasında bile, bu menfi ayıklama devam ediyor.
Nejdet Sançar, dinlenmek için gittiği Erdek’ten bugünlerde dönecek. O zaman “Dış Türkler” makalesi hakkındaki takdir ve tebriklerinizi kendisine iletirim.
Bu mektupla birlikte “Bozkurtlar”ın onuncu basımını da takdim ediyorum. İki seferdir iki kitap bir arada basılıyor. Bu seferkine renkli resimler konduğu için, bir hususiyeti var diye gönderiyorum. Fakat bu resimler, bütün ikazlarıma rağmen, iyi olmadı. Ressamlara dert anlatmak güç.
Derin saygılarımı sunar, başarılar dilerim.