Buna Yirminci Yüzyılın en büyük macerası diyorlar. Aya gitmek aslında bilim ve tekniğin göz kamaştırıcı bir zaferi olmakla beraber, bu zaferin insanlığa neler getireceği bilinmediği için macera demekte de yanlış olmasa gerektir. Aya yerleşme üstünlüğü sayesinde dünyaya
Türkçülük büyük bir ülküdür. Bütün ülküler gibi büyük bir inanç gücüne dayanmakta ve bir toplum davranışı olduğu için de bütün toplum davranışları gibi sosyal kanunların etkisi altında bulunmaktır. Bu ülkü, büyük Türk milletinin şuurunda ve şuuraltında yüzyıllardır
Başbakan Nihat Erim, yurttaki anarşinin gövdesinin ezildiğini fakat başının belli olmadığını birkaç kere söyledi. Bu diplomatça sözlerle neyi kastettiği, tabiî, kesinlikle belli olmadı. Yani “başı” diyerek bir iç kuvveti mi, yoksa yabancı bir devleti mi anlatmak istiyordu,
Bütün dünya ile birlikte Türkiye de büyük ve düşündürücü bir değişiklik içindedir. Çünkü bu değişiklik daha çok olumsuz yönlere doğrudur. Türkiye, çağdaş devlet olmaktan çıkmıştır. Devlet tarifi nedir? Bir vatanda teşkilatlanmış bağımsız bir millet, değil mi? Türkiye
Malatya’nın bir köyünde, Şaban adlı bir öğretmen hem Atatürk büstünü kırdı, hem de Türk bayrağını yırttı. Bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. Çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu
İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğu zaman bunu müspet karşılayanlardan biri de bendim. O sıralarda yabancı basından bizim gazetelere aktarılan bazı haberlerde Türk Devlet Başkanlığı adayları arasında Şükrü Kaya gibi isimlerin de bulunması cidden ürkütücü ve düşündürücü idi. 1938’de
Bizim memlekette birisine “komünisttir” denildiği zaman, çok kere: “Hayır, komünist değil, sosyalisttir” diye cevap veriliyor. Fakat komünizm ve sosyalizmin artık bilim konusu olmaktan çıktığı, tamamıyla siyasi anlamda kullanıldığı hesaba katılmıyor. Komünizmle sosyalizmin sınırını kesin olarak belirten yok.
Türkiye’de milli eğitim mekanizması iyi işlemiyor. Hala birçok ortaokul ve liselerde yarı öğretmenle, hatta bazen üç dört öğretmenle ders yapılması, pek çok ilkokulun tek öğretmenle idare edilmesi bunu gösteriyor. Orta öğretimdeki öğretmen eksikliğini oralardaki subay, doktor, eczacı,
Fatih çağından sonra “Medrese”nin Türk fikir ve siyaset hayatına hakim olması ile başlayan taassubu, türlü iç kavgalara ve kan dökülmesine sebep olarak günümüze kadar gelmiştir. Din bilginleri arasında Ebussuud gibi müsamahalı ve akıllıları bulunduğu gibi, her türlü