İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’na (1)

Kardeşim Yılanlıoğlu,

Bir aydır hasta olduğum için mektuba geç cevap veriyorum. Bütün kuvvetimi, enerjimi alan müzmin bir dizanteri geçirdim. Teşhis olunamadığı için de bir hayli sarsıldım. Bu sefer iyi olmaktan ümit kesmiş ve müthiş ağrılar arasında intiharı düşünmüştüm.

Türkçülere olan öfkem de beni bir yandan perişan ediyordu. Biz İsmet’le bu işi idare edemiyeceğiz. Orkun’u Ankara’dakilere devretmek istiyoruz. Bekir Berk bu işi sizinle konuşacaktı. Bilmem ne oldu?

Orkun şimdi beşbin basıyor. Tabii bu, üç bin dört bin satış demektir. Mamafih Orkun’un iki tane maaşlı memuru ve bir tane kiralık odası olduğu hâlde yine zararda değil. Yalnız ilk sayılar fazla basıldığı için hayli de birikti. İdarehane olarak benim ev gösterildiğinden bu iadelerin mühim bir kısmı bizim evde. Evde bunların hepsini koyacak yer yok. Onun için bir kısmını arkadaşlara yollamaya karar verdim. İlk parti olarak Nejdet Sançar’a 10 takım gönderdim. Şimdi sıra Yılanlıoğlu ile Hacıömeroğlu’nda. Size de onar takım göndereceğim. Asıl bu işi başımıza tebelleş eden sana 50 takım göndermeliydim ama neyse…. Bunları ister saklar, ister hediye eder, ister yakarsınız. Orası sizin bileceğiniz iş.

Nejdet Sançar’ın başından Zonguldak’ta bir iş geçmiş. Bu yüzden yılbaşında Ankara’ya gidecekti. Bilmem sizlerle görüştü mü? İşin tafsilâtını henüz ben de bilemiyorum. Sen biliyorsan bana bildir. Benim istirahatım 20 Ocak’ta bitecek. Protokol caridir.

Tanrı Türkü Korusun.

Hacıömeroğlu’na da selâm.

Share
Published by
Hüseyin Nihal Atsız