Azizim Hasan Oraltay Beğ,
31 Temmuz tarihli mektubunuzu aldım. Babanızla ve Cenge ile evi gezdiğimiz zaman da dairenizi kiraya verek işini konuşmuştuk. İçine girilir hale geldikten sonra bu işin icabına bakacağız. 8 Ağustos pazar günü Muzaffer Eriş bana gelecek. O zaman da işin teferruatını konuşur ve sizin de bir şey yapmanız gerekirse yazarız. Birlikte gezmek için apartımana gittiğimiz zaman dışardan görünüşünü hepimiz beğenmiştik. Fakat içi, toz, toprak, döküntü ile dolu idi. Onlar temizlenmeden bir şeye benzemeyeceği anlaşılıyordu. Bu hususta baş dayanağımız Muzaffer. İnşaat biterken kapı zillerini o taktıracak. Zaten vaktiyle biraz müteahhitlik yaptığı için işten anlıyor.
Babanız çok hoş adam. Tam Orta Asya Türkü. Onlar Haydarpaşa’ya benden yarım saat erken gelmişler. Ben trenden inip iskeleye doğru giderken ilkönce babanız beni tanıdı. Yoksa ben Cenge’yi tanımayacaktım. Hafızam zayıf olduğu için iki yıl önce gördüğüm Cenge’yi unutmuşum.
Komünist afişlerini bir an önce yollayınız. Burada tam bizim istediğimiz kadar olmasa bile komünistlere iyi tırpan atılıyor. Asıl tırpan sıkıyönetim mahkemelerinin kararlarından sonra atılmış olacak.
Hamza Sadi Özbek’in hastalığı acaba ne imiş? Çok şişmandı. Felç gibi bir şey mi? Adresi bende de yok. Muğla ve İzmir’de iki posta kutusu vardı ama onları kaybettim. İnşallah iyileşir. Yaşının 60 tan aşağı olduğunu sanıyorum
Selam ve sağlık dileklerimle.
T.T.K.