Hüseyin Nihal Atsız, Türk fikir hayatının en mücadeleci isimlerindendir. Korkusuzca kalem oynatmıştır. Neye inandıysa onu, zorlukları göğüsleyerek, hapse girmeyi göze alarak, savunmuştur. Hiçbir surette inanancından taviz vermemiştir. Atsız, mücadeleci kimliği yanında büyük bir ilim adamı ve büyük
Vâlâ Nurettin Bey, Siz vaktiyle dilimizde bugünkünden daha fazla Türkçülük yapılmasına muhaliftiniz. Hatta daha geçen ay, dilimize birkaç yeni Türkçe söz sokulmak tecrübesine karşı “Dilimizi tatarcıklar bürüyor” diye tezyifkar bir feryatla mukabele etmiştiniz. Şimdi ise Dil Kurultayı
I Gel be dilber zevk edelim, Orda yalnız ne yatarsın? Acı şarap kadehime, Dudağından bal katarsın. Kızlar bana bakarsa da, Yasemin, gül kokarsa da, Yarın gönül bıkarsa da, Bugün için sen yetersin. Dudakların: O ne meydir! Bu
En iyi toplum, herkesin kendi vazifesini kusursuz yaptığı toplum, en üstün ahlâk da vazife ahlâkıdır. Türk devletinde öğrencilerin görevi derslerin çalışarak hayata bilgili ve kültürlü insan olarak atılmaktır. Fakat son yılların sakat eğitim politikası ve türlü tesirlerle
Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki
Moskoflarla yapılan iktisadî anlaşma gereğince, memleketimizde kuracakları yedi tesisten biri votka fabrikası olacakmış. Evet, akıllara durgunluk verecek bir haber ama doğru: Votka fabrikası… Kalkınma için Moskoflar’dan bile medet umulduğu bir sırada, sanki kalkınmaya faydası varmış gibi bir