Hürriyet Gazetesi’nin 20 Mart 2000 târîhli sayısında Bay Yener Süsoy’un Türkiye’nin ilk kültür bakanı Bay Talat Halman ile yaptığı bir röportaj yayınlandı. Bay Süsoy’un, Bay Halman’ın hâtırâtını Hürriyet’e anlatmasının övüncü ile kaleme aldığı yazısı bize devenin “Nerem
Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu, onu son yolculuğuna uğurladığında “Gerçek bir er kişinin cenaze namazını kıldık…” demişti. Atsız Bey, etki alanına giren yoldaşları nazarında daima “er kişi” örneği olmuş, kendilerine ülkü olarak Türklüğü ve Türk Milliyetçiliğini gösterdiği gençlerin yiğitlik,
Bir kere şunu söyleyeyim ki ben devletin bana bahşedeceği soyadına muhtaç değilim, onu soysuzlar düşünsün. Devletin, yani o zamanki Halk Partisi’nin (CHP) kabul ettiği soyadı kanunu yanlıştır. Çünkü Türklerde soyadı isimden sonra değil, önce gelir. Dilin yapısı
Atsız Bey, yirmi beş yıl önce, 11 Aralık 1975’te gözlerini hayata kapamıştı. Bu kayıp, onu tanıyanların ve Türkçülüğe gönül verenlerin yüreklerinde hâlâ dinmeyen bir sızıdır. Onu tanımış ve ona sevgiyle bağlanmış olanlar bu dünyadan yavaş yavaş ayrıldıkça,
H. Nihal ATSIZ’ı bundan 22 yıl önce 11 Aralık 1975 günü kaybetmiştik. Yalnız kaybettiğimiz onun toprağa kavuşan bedeni olmuştur. Fikirleri bugün dahi ışıl ışıl parlamakta, dimdik ayakta durmaktadır. Bugün bizlerin en büyük görevi, ATSIZ’ı Türk devletinin yarınlarını
Atsız,fedakâkarlık ve feragat ruhuna sahip olmayı Türkçülüğün temel prensibi olarak kabul ederdi.Hayatı boyunca da bu prensibe sadık kalmıştır. Türkçülüğün her bakımdan en kıdemlisi ve önderiydi. Kendisinden daha yaşlı Türkçüler ve hocaları da bu durumu kabul ve ifade
Mestim bugün aşkınla ay yüzlü güzel konçuy, Gönlümde esip çınla, ay yüzlü güzel konçuy. Şevkinle serab ettin, aşkınla harab ettin, Payında türab ettin,ay yüzlü güzel konçuy. Sensiz yaşamak boştur, birlikte ölüm hoştur, Coştum, daha çok coştur, ay
Büyük Türk müverrihlerinden biri, bugün darülfünunda Türk tarihi profesörü olan Başkurdistanlı Zeki Velidi Bey, Mısır’da bastırdığı Türk tarihine ait bir kitabında büyük harbin neticesinin garp cephesinde değil Çanakkale’de hallolunduğunu söyledikten sonra, artık bununla Türkler’in dört asırdır devam
Sayın Başvekil, Hem Türkçü, hem de başvekil olduğunuz için size bu açık mektubu yazıyorum. Yalnız başvekil olsaydınız bunları yazmak emeğine katlanmazdım. Çünkü Türkçü olmayan bir başvekile hitap etmenin ne kadar boş olduğunu bilirim. Yalnız bir Türkçü olsaydınız
