“Dinamik ve enerjik olacaksın. Darbeyle karşılık verecek, hücumu hücumla durduracaksın. Bütün devletlerle dostluk kurmak, ziyaretler yapıp ziyafetler ve hediyeler vermek, milli çıkarları korumak bakımından pek az faydalıdır.” Bir İngiliz, Barbaros Hayreddin Paşa hakkındaki eserinde ünlü Türk amiralini
Çınaraltı dergisinin 83. sayısında “Türk Tarihinin Şeref Galerisi” adlı yazısı ile Adnan Giz ortaya güzel bir teklif atmaktadır: Türk tarihinin en mühim ve büyük 40 şahsiyeti için bir galeri yapmak… Buraya girecek şahsiyetler için de üç şart
Fatih çağından sonra “Medrese”nin Türk fikir ve siyaset hayatına hakim olması ile başlayan taassubu, türlü iç kavgalara ve kan dökülmesine sebep olarak günümüze kadar gelmiştir. Din bilginleri arasında Ebussuud gibi müsamahalı ve akıllıları bulunduğu gibi, her türlü
Sözlerle davranışlar arasındaki uygunluk, ahlâkın esas kaidelerinden biridir. Dindarlık dâvasındaki adam Tanrıya inanmıyor, sosyal adalet düşüncesini güden birisi halkı sömürüyor, demokrasi diye haykıranlar diktatörlük kışkırtıcılığı ediyorsa, bu adamlar ahlâklı değildir. Milliyetçilik konusunda da böyledir. Hem milliyetçi olacak
Birçok Türkçünün maddi, manevi yardımıyla çıkmakta olan Orkun, onu idare edenlerin yorgunluğu yüzünden kapanıyor. Bu kararı verenlerin ızdırabı büyüktür. Uzun konuşma, tartışma ve danışmalardan sonra, yapılacak başka bir şey olmadığı için bu neticeye varılmıştır. Yurdun her tarafındaki
Dünya Türklüğü yalnız Türkiye’dekilerden ibâret değildir. Rusya, İran, Çin, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Rodos, Kıbrıs, Suriye, Irak ve Afganistan’daki Türklerin sayısı Türkiye’dekilerden daha çoktur. Mısır’da, Libya’da, Avrupa’da, Kuzey ve Güney Afrika’da, Uzakdoğu’da yaşayan ve herhalde birkaç on bin
Yunanistan Türkleri derken hiç şüphesiz bugün Yunanistan adını taşıyan devletin sınırları içinde yaşayan, fakat ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören, aşağı yukarı, Amerika’daki zencilerle aynı kadere sahip olan ırkdaşlarımızı anlatmak istiyoruz. Yoksa, bugün Yunanistan denilen devlette, “Yunanlı” denen
Farsların gayet geri ve iptidaî bir kolu olup İran, Türkiye ve Irak’ta yayılmış bulunan Kürtleri bir devlet ve millet durumuna getirmek yolundaki istekler epey eskidir… Bütün iptidaî topluluklarda olduğu gibi Kürtlerde de yabancı devletlerin kışkırtmasıyla başlayan bu