Buna Yirminci Yüzyılın en büyük macerası diyorlar. Aya gitmek aslında bilim ve tekniğin göz kamaştırıcı bir zaferi olmakla beraber, bu zaferin insanlığa neler getireceği bilinmediği için macera demekte de yanlış olmasa gerektir. Aya yerleşme üstünlüğü sayesinde dünyaya
Arif Türkdoğan Bey, Mektubunuzu ve 285 kuruşu aldım.Türk Edebiyatı Tarihi’yle yeniden altı aylık abone kayd edilmenizi istiyorsunuz.Siz evvelce bir yıllık abone olduğunuz için abone müddetiniz 21’inci sayıda bitecekti. şimdi altı aylık daha abonenizi uzatınca 27’inci sayıya kadar
Askerlik mesleklerin en şereflisidir. Eğer avukat fertlerin mukaddes haklarını müdafaa eden insan demekse, eğer rençper bizi doyuran bir işçi ise, eğer doktor hastaları iyi eden bir fedakârsa, asker de bir millet için kendi canını feda eden kahraman
Hüseyin Nihal Atsız… Bir ay önce vefatının 24.yıldönümünde andığımız, iki gün sonra, yani 12 Ocak’ta da doğumunun 95.yılında tekrar hatırlayacağımız ve anacağımız büyük Türkçü; büyük fikir, mücadele adamı; büyük edebiyatçı.. Hani derler ya, her insanın hayatını değiştiren,
Bir fikir hareketini yürütmek, derin bir kültürden bir önce, çelik gibi bir iradeye ve sarsılmaz bir imana sahip olmayı gerektirir. İnsanı nerede, ne zaman, hangi şartlarda yakalayacağı bilinmeyen ve belki de hayat boyu sürecek bela ve felaketleri,
Hürriyet Gazetesi’nin 20 Mart 2000 târîhli sayısında Bay Yener Süsoy’un Türkiye’nin ilk kültür bakanı Bay Talat Halman ile yaptığı bir röportaj yayınlandı. Bay Süsoy’un, Bay Halman’ın hâtırâtını Hürriyet’e anlatmasının övüncü ile kaleme aldığı yazısı bize devenin “Nerem
1- Bozkurtlar 2- Deli Kurt 3- Ruh Adam 4- Yolların Sonu 5- Dalkavuklar Gecesi / Z Vitamini 6- Türk Ülküsü 7- Turancılık, Milliî Değerler ve Gençlik 8- Tarih, Kültür ve Kahramanlar 9- Türk Tarihinde Meseleler 10- Türk
Atsız’ın hayatı boyunca değişik şahsiyetlere yazdığı yüzlerce mektup… Bir döneme ışık tutan, Atsız’ın ruh yapısını ve fikir dünyasını olduğu gibi yansıtan belgeler… Yıllar süren bir araştırmanın ve çalışmanın ürünü… Heyecanla ve ibretle okunacak, kendi türünde orijinal bir
H. Nihal ATSIZ’ı bundan 22 yıl önce 11 Aralık 1975 günü kaybetmiştik. Yalnız kaybettiğimiz onun toprağa kavuşan bedeni olmuştur. Fikirleri bugün dahi ışıl ışıl parlamakta, dimdik ayakta durmaktadır. Bugün bizlerin en büyük görevi, ATSIZ’ı Türk devletinin yarınlarını