Bize komşu veya yakın olan ülkelerde bir Türk korkusu olduğuna dikkat ettiniz mi? En çelimsizinden en güçlüsüne kadar hepsini tedirgin eden bu korku o milletlerdeki mazinin hâtırasından gelir. Oralarda hâkim olmuşuzdur. Yahut o ülkelerde az veya çok
Ötüken’in eski sayılarından birinde, Sovyetler Birliğine dahil Türk Kazakistan Cumhuriyeti’nin başkenti Alma-Ata şehrine 50 kilometre uzaktaki Esik kasabası yanında bulunan bir mezardan ve bu mezardaki “Altın Elbiseli Adam”ın cesedinden bahsolunmuş tu. Almanya’da bulunan Kazak Türkleri’nden Hasan Oraltay
Dede Korkut kitabının muhtelif cihetlerden olan ehemmiyetleri arasına, bir de onun lisanının daha eski ve daha yeni metinlerle olan benzeyişinin tetkik ve mukayesesi meselesi vardır. Bu tetkik ve mukayese Türklerin muhtelif devirlerde lisanî tabirleri ne kadar dereceye
Şimdiye kadar millet’in umumî bir tarifi yapılmamıştır. İçtimaiyat alimleri bu hususta bir şeyler gevelemişlerse de “içtimaiyat”ın ilim olduğunu iddia etmelerine rağmen ilmî bir millet tarifi yapamamışlardır. Bunun sebebi her milletin başka türlü olması ve bundan dolayı başka
27 Mayıs 1960’tan sonraki ayların birinde, durumun Türkiye için siyasî bakımdan pek sağlam gözüktüğü bir sırada, Kıbrıslı bir öğrenci bana: “Rumlar yakında Türklere karşı harekete geçeceklerdir” demişti. Tecrübesiz bir gencin bu kanaatine katılmamış, bunu nereden çıkardığını sormuştum.
Basına “dördüncü kuvvet” derler. Şuurlu ve sorumluluk duygusu içinde bulunan kimselerin elinde bulundukça bu hüküm doğru olabilir. Milletin yahut milletin ayrı zümre ve tabakalarının istek ve temayüllerini aksettirmek, yanlış icraatı tenkid etmek, gizli kalmış gerçekleri ortaya çıkarıp
Milletler ve onların teşkilatlanmış şekli olan devletler yaşamak için bir takım tedbirler almaya ve çareler bulmaya mecburdur. Devletler, bu tedbirlerin akıllıca olduğu nisbette büyür, güçlenir. Bütün tarih bize şu gerçeği gösteriyor: Milletlerin hayatında üç merhale ve üç
12 Ekim 1969’da yapılacak seçimler için partiler şimdiden yarışmaya başlamıştır. Parti başkanlarıyla ileri gelenlerinin yurdu dolaşarak yaptıkları konuşmalar bunu gösteriyor. Bu arada Halk Partisi kendisi için iane toplamaya kalkışarak Türkiye’de ilk defa görülen bir mücadele şeklî denemektedir.
Vâlâ Nurettin Bey, Siz vaktiyle dilimizde bugünkünden daha fazla Türkçülük yapılmasına muhaliftiniz. Hatta daha geçen ay, dilimize birkaç yeni Türkçe söz sokulmak tecrübesine karşı “Dilimizi tatarcıklar bürüyor” diye tezyifkar bir feryatla mukabele etmiştiniz. Şimdi ise Dil Kurultayı