Yön adlı bir aşırı solcu derginin 25 Eylül 1964 tarihli 78. sayısında devlet kuvvetlerini derhal harekete geçmesi gereken bir yazı yayınlandı. “Millî Emniyet Teşkilâtı Islah Edilmelidir” başlığını taşıyan bu imzasız yazıda devletin iç ve dış güvenliğini sağlayan
Amerika’da yapılan ve esrarı Amerika ile Kanada’da bilinen atom bombası sırlarının Ruslar tarafından nasıl çalındığı malûmdur. Birçok bilginler, bilhassa ırk bakımından Alman ve İtalyan olanlar, Amerika vatandaşı olmalarına rağmen bu sırları Ruslara bildirdiler. Ruslar bu sayede atomun
Harb zamanında askerî düşüncenin hâkim olması prensibini herkes kabul etmiştir. Bir millet, silâhlı kuvvetleriyle çarpışmaya başlayınca tek gaye ve hedef ordunun kafi neticeyi almasıdır. Ordunun kat’i neticeyi alması için, toplu ve sağlam kalması şarttır. Bu şartın temini
Millete ihanet yalnız askerî sırları düşmana satmakla olmaz. Mevkiinin otoritesini kendi menfaati için kullanan devletli, akrabasının çocuğunu hatır için geçiren öğretmen, vazifesi başına geç gelip millet fertlerini bekleten belediye doktoru da birer vatan hainidir. Farkları, ihanetin şümulü
Atsız Bey, yirmi beş yıl önce, 11 Aralık 1975’te gözlerini hayata kapamıştı. Bu kayıp, onu tanıyanların ve Türkçülüğe gönül verenlerin yüreklerinde hâlâ dinmeyen bir sızıdır. Onu tanımış ve ona sevgiyle bağlanmış olanlar bu dünyadan yavaş yavaş ayrıldıkça,
Sayın Başvekil, Hem Türkçü, hem de başvekil olduğunuz için size bu açık mektubu yazıyorum. Yalnız başvekil olsaydınız bunları yazmak emeğine katlanmazdım. Çünkü Türkçü olmayan bir başvekile hitap etmenin ne kadar boş olduğunu bilirim. Yalnız bir Türkçü olsaydınız
Sayın Başvekil, Orhun’un mart sayısında size hitaben yazdığım açık mektup Türkçü çevrelerde çok iyi karşılandı. Yurdun türlü bölgelerinden aldığım mektuplarla telgraflar büyük bir efkârı umumiyeye tercüman olduğumu bana anlattı. Size gelince, bunu sizin de iyi karşıladığınızı biliyorum.
Birliğin kuvvet doğurduğu hakikatı üzerinde hiçbir fikir ihtilâfı yoktur. Bu hakikati, birçok milletlerde hikâyelere, fıkralara, vecizelere, atasözlerine konu olmuştur. Az kuvvetle çok iş yapmak gerektiği zaman başvurulacak biricik yol birliktir. «Birlik» , muhtelif enerjilerin birbiri aleyhine yönelerek
“Bir milletin ikbali gençliğinin terbiyesine mevdudur.” Layibniç bu sözünde çok haklıdır. Bugünün çocukları, bugünün gençleri yarının kumandanları, idarecileri, kanun yapıcılarıdır. Bugün mazbut bir ahlâk, ilmî bir şuurla yetişen genç, yarın cemiyeti için fena bir uzuv olamaz. Genci,